Nelson Mandela, yaşamını özgürlüğe ve ırklar arası harmoniye adamış bir Dünya lideri. Geçtiğimiz günlerde 95 yaşında vefat etti. Nelson Mandela hakkında çok fazla çıkmış yazı ve kitap var.
Yaşamının 27 yılını hapishanede eşitlik uğruna ve özgürlük uğruna geçirmiş, ırkçılığa karşı ülkesinde mücadele vermiş, ezilen bir topluluğun, fakir ve adaletsiz gelir grubunun içerisinde yer alan ve mücadele eden bir lider. Liderlik felsefesini ve prensiplerini en iyi yansıtan konuşmalarını, yaşam mücadelesini ve tutkularını inceledim.
Nelson Mandela’yı özgürlük ve eşitlik davasında öne çıkaran ve evrensel liderlik yaklaşımını ortaya koyan 3 olay var.
1985 Yılında, Güney Afrika’nın başkanı Botha’nın koşullu serbest bırakılma teklifini, 2×2 metre içerisinde yaşadığı hücrede, kötü koşullarda ve her gün çok çalıştırıldığı bir hapishaneden ve içinde bulunduğu koşullardan nefret etse dahi geri çevirmesi. Onu senelerce o zor koşullar içerisinde ayakta tutan güç, inançlarını özgürce savunma ve ülke üzerinde değişim isteği. Verdiği özgürlük, eşitlik mücadelesinde temsil ettiği konum ve yaşamını bu mücadeleye adaması böyle bir teklifi reddetmesinin temel sebebi. Sadece “özgür insanlar mücadele edebilir ve müzakere yapabilir diyerek Botha’nın teklifini reddetmiştir.”
1993 yılında ANC (African National Congress, politik bir parti) ‘nin 2. Adamı Chris Hana’nın suikast girişimi ile öldürülmesinin ardından ortaya çıkan kaosu yönetmesi ve toplulukları sakinleştirerek 1994 senesinde ülkesini demokratik seçime götürmesi.
1994 senesinde başkanlık seçimini kazanması ve hukuki olarak başkanlığı 2 dönem yapabilir olmasına rağmen başkanlık konuşmasında bu görevi sadece bir dönem yapacağını belirterek Dünya’da ki insanlara ve Afrika’nın liderlerine demokrasi mesajını iletmesi.
Nelson Mandela yaşamına entegre ettiği 5 liderlik felsefesinden ders alacağımız noktalar olduğuna inanıyorum.
“Be Firm Walk Tall” Sağlam dur ve Dik yürü. Gerçek liderler ellerinde ki her şeyi dava veya amaçları uğruna feda etmeye hazırdırlar.
“Belive in Your Self” Kendine İnan. 1994 yılında yaptığı bir konuşmada “ Ben beyaz hakimiyetine karşı mücadele verdim. Ben Siyah hakimiyetine karşı mücadele verdim diyerek sürdürdüğü eşitlik, barış ve liberal olma mücadelesinde ki davasından başka kuvvetli hiçbir şeye inanmadığını belirtiyor. “Ben inandığımız bu davanın mücadelenin ve amacın her gün daha fazla sayıda insanı içerisine alacağına inanıyordum” diyerek durumu özetliyor.
“Persevere” Tahammül etmek, Sonuna kadar direnmek anlamına geliyor. Poben Island’da hapishanedeyken çok fazla sayıda işkenceye maruz kalıyor. Özellikle siyasi mahkumların direncini kırmak için uygulanan, taş ocağında kireç taşı taşıma işinde çalıştırılıyor. Bu çalışma sırta sürekli yük verildiği için çok acılı bir uygulamaya dönüşüyor. Sürekli sırtında yük ve beyaz zemine sürekli bakmak gözlerini zedeliyor. Yaz sıcağında ki bu çalışmaları onu hasta ediyor, yanında ki herkes vazgeçerken kendisi mücadeleye devam ediyor.
“Speak the Truth” En zor zamanlar da dahi gerçeğe sadık kal. Kendi yandaşlarını, kendi davana inananları kızdıracak dahi olsa gerçeğe sadık kal diyerek açıklıyor.
“Lead by Example” Örnek olarak, liderlik et, yön göster.
Bu inişli çıkışlı dava yaşamında 2008 yılında 90 yaşındayken Time Dergisinin editörüne verdiği bir mülakatta, Bu hayatı yaşarken korktuğu zamanlar olduğunu belirtiyor. Liderler korkusuz değillerdir sadece korkusunu ve endişesini etraflarına yaymazlar diyor. Eminim Nelson Mandela’nın yaşamından ve inandığı amaç uğruna verdiği mücadeleden alınacak çok sayıda ders vardır.
Nelson Mandela’ya ilişkin çıkmış kitaplar,
“Long Walk to Freedom” Bir otobiyografi, Nelson Mandela’nın filmi bu kitabından esinlenerek hazırlanmış.
“Mandela’s Way” Lessons on Life, Love and Courage
Herkese kariyerinde başarılı bir hafta dilerim,
Can Büyükalkan
canbuyukalkan@gmail.com