Bugünün iş dünyasında her profesyonel (çalışan) herkes kişisel markalaşma sürecine girmiştir. Eğer profesyonel olarak iş ortaya koyarak aldığımız ücretin sağlamasını yapıyorsak, bir marka değeri taşıyoruz demektir. Çalıştığımız şirket bizi neden seçmiştir? Belli oranda ortaya diğer adaylar ile kıyaslandığımızda bir fark koyabildiğimiz ve oluşturabildiğimiz için seçilmişizdir. Marka sözümüz yani ortaya koyduğumuz işin bir kalitesi vardır. Bu iş yöneticiler tarafından kabul edilebilir, müşteriler tarafından onaylanıyor ise katma değer yaratıyoruz demektir. O zaman ismimizin ekonomik bir katma değeri, dolayısı ile kişisel marka değerimizin bir sözü ve katma değeri ortaya çıkmış olur.
Kendi markamız ile (isimimiz ve CV miz ile) bir iş başvurusunda bulunduğumuzda aslında bir rekabetin içerisine gireriz. Önce başvuru yapan CV ler arasından sıyrılmamız gerekir. CV miz içerik, tarz ve görüntü açısından beklentilere cevap vermek zorundadır. Bundan sonraki aşama mülakat sürecinin ta kendisidir. Mülakat süreci dikkatlice etüt edildiğinde kişinin kendisini, yetkinliklerini, başarılı kariyer hikayesini ortaya koyduğu, kısaca kişilik özelliklerini, yapabildiklerini ve yapabileceklerinin iletişimini gerçekleştirdiği, etkili kişisel sunum ile algıda seçicilik ve değer yaratmaya çalıştığı bir süreçtir.
Uzun lafın kısası, çalıştığımız iş yerindeki arkadaşımızdan içerisinde bulunduğumuz sektörde ki diğer şirketler ve benzer pozisyondaki profesyoneller CV lerini olumlu deneyimler ile doldurmaya ve oluşturdukları başarı hikayelerini temsil etmeye çalıştıkları için markalar arası bir rekabet vardır. Bu bakış açısı ile milyonlarca marka arasında ve içerisinde rekabetteyiz. Bu markalardan sadece bir kaçı en üste kadar çıkabiliyor. Top Brand oluyorlar.
Çoğu profesyonel bu süreci kendini satma veya kendini pazarlama olarak ifade eder.
Şirket içerisinde bir kariyer atlama söz konusu ise ve siz seçilmişseniz aslında sizden bekleneni gerçekleştirmiş ve yaptığınız işi dolayısı ile reklamını doğru yapmışsınız demektir. Markalar arası rekabette de durum oldukça benzerdir.
Kişisel markalaşma sürecini soran çok sayıda profesyonelin işin uzmanları tarafından aldığı yanıtlar nettir. İlk adım kişinin kendisini tanımasıdır. Bu en öncelikli ve ilk adım neden önemlidir?
Bunun çeşitli örnekleri aslında arkadaş veya iş arkadaşı ortamında konuşurken bile şahit olunur. ” O bunu konuyu en iyi bilen kişidir ona danışmak lazım”. ” Bu konudaki teknik detay için X e danış” gibi cümleleri her gün paylaşırız. Bu cümleler bize şirket içerisinde uzmanlık veya liderlik noktasında örnek alınan, bilgi ve deneyimine güvenilen kişileri işaret eder. Bu kişisel markalaşma sürecinin en basit örneğidir.
Kişisel markalaşma sürecine aynı zamanda farklı şekillerde de işitebiliriz. ” Adam benim bildiğimin yarısını bilmiyor ama gidip sorumluluğu ona veriyorlar” Bu hepimizin yakından tanıdığı bir yakınma ve aynı zamanda kişisel markalaşmanın bir ürünü veya sonucudur veya “Bütün iyi projeler ona gidiyor. ” ben istediğim projeleri alamıyorum. Durumundan yakınan kişi iş dünyasında en geçerli kavram olan “doğru iletişim sanatını” henüz öğrenememiştir.
Kişisel markalaşma doğru iletişim stratejisinin bir ürünüdür. Eğer kişi kendini cesaret ile ortaya koyuyor ve giriştiği işten sonuç alabiliyor ise bu marka sözünün doğru bir şekilde yerine getirildiğinin göstergesidir.
Konuyu işe alımlara getirerek veya bir iş değişim sürecine getirerek neden bazı kişisel markaların diğerlerinden daha şanslı olduğunu açıklamaya çalışacağım.
Bir iş fırsatı ortaya konduğunda en önemli birinci adım, fırsatı görebilme yeteneğinizdir. Fırsatı gördüğünüzde işe alım konusunda sahip olmanız gereken iş fırsatını değerlendirebilecek bir CV ye sahip olmanız gerekir.
Bugün CV lerin %97 si sıradandır. Bu demek oluyor ki markaların %97 si arasında rekabet görünsede aslında %3 istediğini elde ediyor diğerleri beklentilerin altında kalıyor anlamına geliyor. Sıradan CV ler size sıradan işleri çeker. Sıradan işler ile elde ettiğiniz, biriktirdiğiniz, kendinizde değer gördüğünüz özellikler malesef kaliteli yaşam beklentisinin altında kalmanıza neden olur. Yani ucuza gider. Bu şu anlama geliyor. Kişisel markanızın en basit temsili olan 2 sayfalık pazarlama dökümanınız işe yaramaz durumdadır. Sizin gerçek değerini temsil etmiyordur. Böyle bir ortamda kim öne çıkar, kendisini en doğru şekilde bir CV içerisinde temsil etmiş profesyonel ön plana çıkar. Doğru CV veya Profesyonel CV kişisel markalaşma sürecinizin ilk adımıdır.
Eğer CV nizi sadece beni işe davet etsinler diye hazırlamışsanız geçmiş olsun. Siz davet edilmeyeceksiniz. CareerSpot grubunda gerçekleştirdiğim Kariyer Sohbet Programına katılım sağlayan arkadaşlar ile yaptığımız görüşmelerde bunun bir çok örneğini görüyorum.Sizde Kariyer Sohbet Programını merak ediyorsanız lütfen okuyun.
İşe alımlarda markalar çarpışır. Sadece ilana göndermek için hazırladım diyen bir profesyonelin iş başvurusuna cevap alabilmesi neredeyse imkansızdır. İsim vermeden bana yapılan başvurularda istisnasız profesyonellerin ortak şikayeti çok sayıda ismi bilinen portale başvuruda bulunuyorum bir kişi bile geri dönmüyor! bu serzeniş doğrudur ama yanlış olan düşünce ve gerçek başka profesyonellerin o görüşmeye davet edildiği yönündedir. Sizin davet edilmediğiniz iş görüşmesine bir başka profesyonel davet ediliyor ise bunun tek anlamı vardır. Siz doğru mesajı CV niz üzerinizden yansıtamamışsınızdır. Bukadar mı basit? Evet bukadar basit. Size bağlı olmayan sebeplerden dolayıda eliminasyon gerçekleşiyor. Örneğin ismi bilinen kariyer portallerinden verilen ilanların çok büyük bir bölümü yanlış veriliyor. Neden? Bu ilanları veren şirketlerin %33 ü idda ediyorum ne istediklerini bilmiyorlar. Bu yüzden de başvurduğunuz yerlerden cevap alamamanız normaldir. Size uyduğunu düşündüğünüz ilanın büyük bir kısmının hatalı olduğuna inanın. 100 Başvurunuzun 33 tanesi ilgisiz olacaktır. Kalan 66 ilandan neden sonuç çıkmıyor sorusunun cevabı ise sizsiniz. Yanlış CV. Hatalı CV.
Profesyonel CV ile Mülakat sürecinin birbirine direk bağlantısı vardır.
Profesyonel CV hazırlanmasına yönelik çok sayıda yazımı bloğumdan takip edebilirsiniz.
Destek almak için lütfen tıklayın.
Profesyonel CV aynı bir ürün tanıtım dökümanı gibi sade basit ve etkili olmak zorundadır. Kısa ve Özdür. Mesaj nettir.
Profesyoenl CV bölümlerden oluşur ve bu bölümler oluşturulurken aslında kişi kendi Kariyer Hikayesini ortaya çıkartır. Kariyer hikayesi veya kariyer hikayeniz mülakat süreci içerisinde size “biraz kendisnizden bahsedermisiniz” sorusu ile kendinizi etkili bir şekilde tanıtmaya başladığınız süreçtir. Burada anlatılan siz ve kariyer gelişiminiz, başarılarınız, işleriniz ve aldığınız görev, yetki ve buna karşılık gelen iş sonuçlarıdır. Bu bir kariyer hikayesinin kapsamıdır.
Kariyer hikayesi içerisinde gizli temel yetkinlikleri barındırır. Dolayısı ile profesyonel Mülakatın soru cevap bölümü içerisinde iki alandan kendisine ait yetkinlikleri tanımlar.
Bu yetkinlikler örneğin, iş geliştirme, stratejik planlama, liderlik, etkin insan yönetimi ve bunun gibi konular olabilir. Bu yetkinlikler görsel olarak Profesyonel CV ‘nin header alanınadaki key competencies bölümüne kodlanır. Diğer kodlama Kariyer Hikayesi içerisinde gerçekleştirilir.
Bu yaklaşım aslında sizin Yetkinlik bazlı mülakat sorularınızı temel ve tanımladığınız yetkinlik alanlarından almanızı sağlar ve gerçekleştirir. Ölçüm anlattıklarınız ve CV niz üzerinde yazdıklarınızdan gerçekleşir. Yetkinlik bazlı mülakat sizin idda ettiğiniz ve şirketin yetkililerinin ilgi duyduğu yetkinliklerinizin nekadar sağlam nekadar tarif ettiğiniz kadar tutarlı olduğunu ölçümlemeye yarar.
Dolayısı ile Profesyonel CV nizde yer alan bilgilerin temsili tanıtımı kadar mülakatlarda kuvvetli olmalıdır.
Kişisel markalaşma süreci sizde, kendinizi tanımlamanızda, geleceğe yönelik koyduğunuz oluşturduğunuz vizyonda, misyonda ve hedefler ile başlar. Eğer bu süreci henüz etüt etmediyseniz kendinize yönelik. Bu alan aynı zamanda yaşam koçluğununda bir parçası olacağı için etüt etmenizi tavsiye ederim. Buna yönelik canbuyukalkan@gmail.com adresinden bilgi alabilir, destek alabilirsiniz.
Kişisel Markanızın rekabette bir numara olması dileği ile,
Saygılarımla,
Can Büyükalkan